Alpellanın üçgen(3gen) gofreti cidden güzel

Yazayım yazayım hadi yazayım;

Bahar gelir ısınır hava
Canım çeker midye tava...

Şiirle başlayıp şiirle bitirmek isterdi gönül ancak hiçte bitirme yanlısı değilim bugün,durmadan yazayım,yazmadan durmayayım diyorum.Neyse efendim kaç zamandır yazamamaktayım blog denen yere,kırılmış darılmış belli ilk açma denememde sayfa hata verdi zar zor ikinci seferde acabildim,derin bi nefes aldım sanki çok iyi bok becermişim gibi.Nefes demişken aylar oldu burnumdan nefes alamamaktayım ne kadar sinir eden,ne kadar zor ve ne kadar illet birşey oldugunu bir ben insanı ,bir emre insanı bi de murat insanı anlar.Bu yazdıgım insanlar haricinde anlayan insanlar varsa tanışmak isterim maksat aynı dertten müzdarip insalarla tanışmak.
''Ha hayt'' diye gülesim var şu an ancak bir elimde viski dolu bardağım diğer elimde iskambil kağıtlarım olmadığı için gülmüyorum,gülemiyorum.Konken oynayan kokoş teyzelere atıfta bulunma gafletine düşüyorum,utandım tamam.(utanmadım oysaki)
Oysaki borusu yazıp bırakırım,kendimden tiksinir kusarım.
Geçtiğimiz günlerin birinde alelacele bir iş görüşmesine çağrıldım,sakallarımı kesmek zorunda kaldım,kestim görüşmeye gittim,görüştüm geri döndüm.Yolumun üstünde babanneme uğrayayım bari soluklanırım birazda olsa diye çaldım kapıyı,çıkardım ayakkabılarımı,attım kendimi en yakın koltuğa.Karşıma oturan babannemden gelen iç gıcıklayan cümleyle pişmanlık pişmanlık edindim,kızardım bozardım,çaktırmadım sustum oturdum.Dediklerini aynen aktarayım bir kere daha utanayım;

-----Dİyalog----
(bu ben)-oy oy yoruldum valla
(bu babanne)+heh ne güzel olmuş kesmişssin sakalları çocuk olduğun belli olmuş ne öyle kocaman adamlar gibi sakal falan.
-he valla işte kestim ya aman nasıl olsa kökü bende yine çıkar,ki zaten işe girersem nasıl olsa uzatamayacagım şimdiden kestiğim iyi oldu.
+doğru diyosun,(aha işte iplerin koptuğu cümle budur) şeye benzemişsin Bülent Ersoyun gençlik yıllarına. (nasıl ya(ağzı ''s'' olmuş sarı kafa))
(iç ses)- sağol,allah razı olsun yani sen demesen bende kime benzediğimi çıkaramayacaktım.
-----Dİyalog----

Neyse geçelim bu sakal muhabbetini kendimden şüphelenmeye başladım ciddi anlamda benziyomuyum diye.
Bugün adamın birine dondorma ısmarlayacagım,kendimce söz verdim.
Hadi sıkıldım bitsin bu yazı,bit,bit,bit;asalak bir canlıdır.

Günün gereksiz hal ve hareketi;

-
Evde bulunan bir adet mumu(doğum günü için olanlardan) kalemtraş ile acıp,açılan mumdan arta kalan açılmış kısımları tekrardan toparlayıp ''ulan acaba tekrardan yanabilen bir mum yapabilecekmiyim'' diye saatlerce uğraşmak,fitili hiç mi hiç hesaba katmamak.

(uğraşmadım evet ama neden olmasın)

-Si

Diş kıran bir ceviz kabuğu ve bunun umursamazlığından istifade eden kırılmayan dişler topluluğu.Kahverengi bir gökyüzünde yeşilimtırak yıldız tanecikleri.Olanğandan uzun bir yaşamsal hikaye kitabı.Üçüncü bölümde neden öldüğü anlaşılamayan ve bir o kadarda tanınmayan hayali karakter.Görsel bakımdan maddi,ruhsal bakımdan aciz bir cüzdan.Umulmadık anlarda gelen içsel serzenişlerin dışa vurum anı.Katkısız bir dramsal komedi,düşündürmediği gibi güldürmeyen,güldürmediği gibi üstüne ağlatan,ağlattığı gibi ıslaklığı yüze vuran yüz kızartan.
Meyve esanslı oda kokuları ve bu kokuların kafada bıraktığı ağrılar açıl parantez açıl baş ağrışı kapan parantez kapan Ve nokta ;gereksiz imla uzantısı
Ucu kırılan kalemin ucu,yazıyı yazan adamın gözü,bu göze o ucun şu şekilde girmemesi ve gereksiz teferruat.
-Uzayıp giden gece; bu cümlenin tamamıyla yalan olması,gecenin uzamaması ve her gecenin bir sabahı olduğunun sahip olunan isim gibi bilinmesi,gecenin gelişim çağındaki bir çocuk gibi lanse edilmesi,allahın hergünü mezurayla günün akşam olmasının beklenmesi,uzamayan gecenin ölçülemeyen boyunun merakı ve gereksiz teferruat bölüm iki.Bir yazının daha bitmesi,bu köşe yaz köşesi o köşe kış köşesi ortada su şişesi.